Psikolojik denemeler ve öyküler ustası; İngilizce öğretmeni Ahmet Gencal 14 Temmuz 1971 tarihinde Samsun’da dünyaya geldi.

İşadamlarının tercümanı olarak Avrupa’yı baştan başa gezen, ayrıca uzak doğuya da birkaç sefer yapan Ahmet Gencal gözlem ve birikimlerini bilinçaltına alıyor. Zamanla tıpkı bir çaykara gibi arıtılıp gün yüzüne çıkan damıtılmış yaşanmışlıklarını eserlerinde kullanıyor.

Ahmet Gencal

ÖNE ÇIKANLAR

Dostoyevski, “Mektuplar, budalaca şeylerdir; insan, onlarda içini dökemez,” der.

Ama biz, baba oğul, mektuplarımızda içimizi az da olsa döktük.

“Ahmet Gencal'ın acayip metaforlarla döşenmiş yollarında trafik ışıkları ve levhaları yoktur.”

Trafik kuralları bir yana hiçbir kural yoktur. Ahmet Gencal bir sayfaya sayısız komu sığdırıyor. Bu konulara “ Uygun adım yerinde say!” diyerek okuyucuları şaşırtıyor. İşte böyle Gencal'ın yazıları; onun için ister al, ister alma.
Ahmet Gencal

KEŞKE BUGÜN YARIN OLSA

Gecenin kimsesizliğinde, Gecenin yalnızlığında,

Gecenin karanlığında, 

Klavyeye düşen bir damla gözyaşının hikâyesi bu…

Belki de sıradan insanların sıradan hikâyesi, 

ama öyle ön sıradan değil. 

Arka sıralardan…

Ve adam ruhuna fısıldadı… 

Keşke bugün yarın olsa!..

KARINCA FAYTONLARI

O kadar farklı bir duygu ki. Kendinizle baş başa kalmak bile o kısacık zaman boşluğu içinde bile saatlerinizi alabiliyor. Tamamen hijyen oluşturulmuş ameliyathaneler gibi içinizde hijyenik bir "Ben Vakti" oluşturmak epeyce zamanınızı alır. Benim epeyce aldı en azından...

Hayatım Çaykara

Niye böyle yazıyorum dersiniz? Aslında herkes kendini okumuş kitaplarda. Eğer kendinizi okuyabiliyorsanız kitap almanıza gerek yok.

Baba ile Oğul Arasında

Dostoyevski, “Mektuplar, budalaca şeylerdir; insan, onlarda içini dökemez,” der.

Ama biz, baba oğul, mektuplarımızda içimizi az da olsa döktük.

Turuncu Mandal

Fotoğrafları okumak bir sanattır, beden dilini okumaya benzemez, ruh dilinden de anlamak gerekir. Ama asla unutmamalıdır ki, en önemlisi tatlı dile sahip olmaktır…

Videoyu Oynat

Kitaplar

Şiir, öykü, roman okumuşsunuzdur. Peki, hiç “deneme” okudunuz mu? Ya psikolojik deneme… Ya bilinçaltımızdaki “çapa”ları tetikleyen deneme…